top of page

VERGİ DAİRELERİNCE BAZI MÜKELLEFLER HAKKINDA UYGULANAN “ÖZEL ESASLAR” KAYDI HUKUKİ MİDİR?

  • avbarisozbay
  • 41 dakika önce
  • 2 dakikada okunur
ree

Özel esaslara (Kod Listesine) alınma işlemi, tamamen vergisel bir olay(işlem)dır. Vergi mükellefi olan ister şahıs isterse şirket işletmeleri, geçmiş dönemde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda yer alan ve genellikle sahte fatura kullanma/düzenleme ya da defter/belge ibraz etmeme eylemlerine yönelik iddialar nedeniyle incelemeye alınmaları sonucu, bu konuda bir yargı kararı olmasa da, “özel esaslar” adı verilen kayıtlarda tutularak sonraki vergisel işlemleri bu yolla denetlenmekte ve hatta kısıtlanmaktadır. Bu durum yasal olmadığı kadar en basit biçimiyle “fişleme” niteliğine haizdir. T.C. Anayasası'nın 10'uncu maddesinin; "...devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar..." hükmü ile T.C. Anayasası'nın 38/3'üncü maddesinin; "...ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur..." hükmü ve Vergi Hukukuna hakim olan “verginin kanuniliği” ilkesi bu durumun yasal olamayacağını göstermektedir.

Nitekim Anayasa’nın çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen 48.maddesinin 2.fıkrasında, devletin, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alacağı, çalışma hakkı ve ödevi başlıklı 49.maddesinin 2.fıkrasında, devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı hükmüne yer verilmiş, “Vergi Ödevi” başlığını taşıyan 73.maddesinin 3.fıkrasında da, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemelere göre devletin, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeleri yapması ve buna dair tedbirleri alması bir görev iken, çalışma, çalışanlar açısından bir hak ve ödevdir. Gerek bu alanda yapılacak düzenlemelerin, gerek çalışma hayatının bir sonucu olan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili düzenlemelerin yasa ile yapılması ise zorunludur. Dayanağını Anayasaya uygun olarak çıkarılmış olan bu yasalardan almayan düzenlemelerle bir takım hak ve yükümlülükler getirilemez. Bu suretle çalışma barışının sağlanması yanında, özel teşebbüslerin güvenlik ve kararlılık içinde çalışması da temin edilmiş olur.

Dolayısıyla yasal dayanağı olmadan yapılacak bir sınıflandırma, vergi barışını bozabileceği gibi, Anayasa’da güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine de aykırılık teşkil eder. Bu nedenle, vergi mükellefiyeti bulunan kurum ya da kişilerin, geçmişte vergilendirme işlemlerindeki usulsüzlükler ile ilgili almış oldukları idari ya da cezai yaptırım olsa bile, bunun gelecekte vergisel işlemlere engel oluşturmayacağı konusu yargısal ve hukuksal zeminde korunmaktadır.

Böyle bir vergisel işlemin varlığı halinde, sürecin uzman ellerde ve hukuki danışma ile çözülmesi yararlı olacaktır.

ree

 
 
 
©2023, Backwork tarafından kurulmuştur.
bottom of page